İRAN YAPTIRIMLARI EN ÇOK BU SEKTÖRLERİ ETKİLEYECEK

ABD’nin İran ile olan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekileceğini açıklaması ardından yürürlüğe koyduğu yaptırımların ikinci aşaması geçtiğimiz ay yürürlüğe girdi. Yaptırımlar ABD’nin tek taraflı kararına uymayarak İran ile ekonomik ilişkisini sürdüren ülkeleri de kapsayacağı için, birçok sektör bundan doğrudan veya dolaylı olarak etkilenecek. İlk olarak altın, değerli madenler ve otomotiv sektörlerinde başlayan yaptırımlar enerji, petrol ve finans sektörlerinde de geçerli olacak. İran’la nükleer anlaşma için masaya oturan Avrupa ülkeleri Trump’a destek vermese de, yaptırımların bazı sektörlerdeki sonuçları dünya çapında etki yaratacak gibi görünüyor.

Kadriye N. Tunçsiper

İran’a yönelik tek taraflı ABD yaptırımlarının ikinci aşamasının devreye girmesi ile petrol, nakliye ve finans sektörleri başta olmak üzere onlarca sektör ciddi zorluklarla karşı karşıya kalacak. Nükleer anlaşmaya bağlı kalan Avrupa ülkeleri, şirketlerini ABD’nin yaptırımlarından koruyacak ve İran’da işlerini sürdürmelerine izin verecek tedbirler almayı tartışırken, şu ana kadar uçak alımlarını askıya alan Boeing ve Airbus dâhil olmak üzere büyük firmanın ülkeden çıkışını önleyemedi. Avrupa’nın psikolojik desteğine rağmen birçok sektörün küresel ilişkiler nedeniyle zorluk yaşayacağı bu süreçte, İran’ın geçmiş deneyimleri ile kayda değer bir esneklik ve yaratıcılık göstermesi de bekleniyor.

1 PETROL: ABD’NİN HEDEFİ İRAN’IN SIFIR PETROL İHRACATI

Ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı İran, dünyanın dördüncü en büyük rezervlerine sahip ülkesi ve uzun yıllardır bu alanda net ihracatçı olmayı sürdürüyor. Finans ile birlikte petrol, ABD yaptırımlarının temel hedefi durumundaki iki sektörden biri durumunda. ABD’nin kendisi İran’ın büyük bir müşterisi olmasa da, bu ülke ile petrol ticaretine devam eden diğer ülkeler, ABD’nin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacak. Halihazırda, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi kararı ile beraber, bazı büyük şirketler İran ile ekonomik ilişkilerini daha önceden askıya almıştı. 2016 yılı Ocak ayında sona eren eski yaptırımlardan bu yana İran’la imza atan tek büyük uluslararası petrol şirketi olan Fransız Total SA, İran-Çin şirketi CNCP ile yaptığı milyar dolarlık anlaşmadan çekileceğini açıklamıştı. Rusya’nın en büyük ikinci petrol şirketi olan Lukoil ve en büyük petrol rafineri tesisine sahip Hint şirketi olan Reliance ise mayıs ayı sonunda, yaklaşan ABD yaptırımları nedeniyle İran petrol şirketleri ile hiçbir ortak girişimde bulunmayacaklarını duyurmuştu. ABD’nin İran’ı köşeye sıkıştırmak için ülkenin petrol ihracatını en düşük seviyeye çekmek istemesi, petrol arzının düşerek fiyatların yükselmesi riskini beraberinde getireceği için, Trump yönetimi Ortadoğu’daki müttefiklerinden petrol üretimlerini arttırmalarını istedi. Yaptırımlar konusunda geçici olarak muaf olan 8 ülke arasında olan Türkiye, Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ve İtalya ise, İran’dan petrol ithal eden ülkelerin başında geliyor. Bu sürenin dolması ile Rusya, Suudi Arabistan ve Irak’ın bu ülkenin yerini alacağı tahmin ediliyor. Yaptırımların başlaması ile birlikte İran’ın günlük petrol ihracatı 1,3-1,5 milyon varil bandında seyrederken, günlük varil miktarının 1 milyon varilin altında seyretmesinin ülke ekonomisini oldukça zorlayacağı tahmin ediliyor. Şimdiye kadar 20 ülke İran’dan petrol alımını durdurdu ve ülkenin ihracatı yaklaşık 1 milyon varil azaldı. Uluslararası Para Fonu, İran ekonomisinin azalan petrol gelirleri nedeniyle bu yıl yüzde 1,5 ve gelecek yıl 3.6 oranında daralmasını öngörüyor. Dünya Bankası ise İran’da enflasyonun iki yıl içerisinde yüzde 31.2’ye yükselebileceğini açıkladı.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Aralık 2018 sayısında…

Dikkat çekenler...