YATIRIM KARARLARININ YÜZDE 60’INI YAPAY ZEKA VERİYOR Wall Street’te makinelerin yükselişi

DÜNYADA TEKNOLOJİYİ EN İYİ KULLANAN İLK ÜÇ SEKTÖR OLARAK GENELLİKLE SAVUNMA, FİNANS VE TIP SAYILIR. FİNANS ALANINDA TEKNOLOJİ VE ÖZELLİKLE YAPAY ZEKA YATIRIMLARI, SON DÖNEMDE BÜYÜK BİR HIZ KAZANMIŞ DURUMDA. KİMİ KAYNAKLARA GÖRE AN İTİBARİYLE WALL STREET’TE YATIRIM KARARLARININ YÜZDE 60’INI YAPAY ZEKA VERİYOR. MAKİNELERİN YÜKSELİŞİ PARA YÖNETİMİ GİBİ ‘ÇOK HASSAS’ ALANLARA BİLE YAYILDIĞINA GÖRE, YAPAY ZEKAYA GÜVEN KONUSUNDA KRİTİK EŞİK ÇOKTAN AŞILMIŞ DURUMDA.

H. KEREM FINDIK

1987’de gösterime giren ‘Wall Street’ filminde çaylak broker Bud Fox (Charlie Sheen), kendisine borsa dünyasındaki hileli yönleri gösteren Gordon Gekko’ya (Michael Douglas) bir tartışma anında fikrini söyler. Gekko da buna karşılık, ”Dostum, bana bilmediğim bir şey söyle” şeklinde karşılık verir. O dönemlerde yatırım kararlarını Wall Street koridorlarındaki broker’lar ile yatırım şirketlerinde çalışan fon yöneticileri karar veriyordu. Yani, yatırım kararlarında insan müdahalesinin en üst seviyede olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Yazımızda Wall Street’te işlem sürecinde yapay zekâ ve makine öğrenmesinin işlemlerde nasıl kullanıldığını değerlendirmeye çalışacağız.

WALL STREET’TEKİ İŞLEM HACMİ DİKKAT ÇEKİCİ

1792’de kurulan New York Borsası (NYSE) –ya da bildiğimiz adıyla ‘Wall Street’- dünyanın en eski borsalarından birisi. Bugün Wall Street’te çeşitli büyüklüklere sahip 2 bin 800’den fazla şirketin hissesinin işlem gördüğünü söyleyebiliriz. Kesin olmamakla birlikte bu şirketlerin her gün 1,86 milyar hissesi NYSE’de el değiştiriyor. Öte yandan, Dünya Bankası’nın 2015’teki bir tahminine göre, NYSE’deki toplam işlem hacmi 18 trilyon dolar oldu ki, bu da, ABD’nin 2015’teki GSMH’na denk geliyor. Aynı yıl küresel GSMH’nın 75 trilyon dolar olduğunu göz önüne bulundurduğumuzda, yaklaşık yüzde 25’lik bir büyüklükten bahsedebiliriz.

50 YILLIK BİR GEÇMİŞ

Bu ekonomik çerçeve bağlamında Wall Street’te yatırım kararlarına bilgisayarlaşmanın tarihçesine baktığımızda bu işin 1970’lere kadar uzandığını ifade edebiliriz. O yılların ilk dönemlerinde “tanımlanmış satış emri devir sistemi (designated order turnaround system-DOT)” adı verilen bir sistem mevcuttu ve alınan emirler manuel şekilde işleniyordu. 1980 ve 1990’lı yıllarda elektronik ve telekomünikasyonda yaşanan gelişmelerin sonuçları Wall Street’te de görüldü ve 1998’de “yüksek frekanslı işlem (HFT)” dönemi başladı. Yani, NYSE’de işlemler insanın yapabileceğinden 1000 kat hızlı gerçekleştirebiliyordu. 2001’e gelindiğinde ise HFT ile işlem süreleri birkaç saniyeye kadar düşmüştü. 2010’a geldiğimizde milisaniye seviyesinde işlem süreleri söz konusuyken, 2012 yılında bu süreler nanosaniye olmuştu. 2000’lerin başlarında HFT ile gerçekleştirilen işlem hacmi yüzde 10’un altındaydı ama bu kısa sürede arttı. Wall Street kaynaklarına göre, 2005-2009 arasında da HFT işlem hacmi yüzde 165 artış kaydetmişti.

Devamı Z Raporu Dergisi Kasım 2019 sayısında…

Dikkat çekenler...