Üniversitelerimiz ve iş dünyası

Belçika’nın tanınmış işletme okullarının mezunlarından birisiyle iş mülakatı yaparken sorularıma verdiği bir cevap dikkatimi çekmişti. “Bir fizibilite raporu ya da iş planı hazırlanmasında görev aldınız mı? Bu konudaki tecrübenizden bahseder misiniz” soruma orta yaşlı kadının cevabı, “bu tür bir tecrübem yok, ancak biz üniversitede ‘öğrenmeyi öğrendik’ o yüzden mevcut tecrübemle bu konuları öğrenmem uzun sürmez.”
İşte, ülkemizde hem üniversite hem de K12 eğitimindeki en önemli eksikliklerimizden birisi bu. Muhtemelen diğer ana eksikliklerimiz de yenilikçi, yaratıcı ve eleştirel düşünce ve bakış açısı eksikliği. Bu yetenekleri kazandırmak yerine eğitim sistemimizde öğrencilere gerekli gereksiz diye düşünmeden olduğunca fazli bilgi ’yüklemeye’ çalışıyoruz. Sonuçta ise o bilgileri gençlere ‘yükleyemediğimiz’ gibi, o bilgileri işleyerek yapılması gereken işlerin ve çözülmesi gereken problemlerin halledilmesinde kullanabilecekleri yetenekleri de köreltiyoruz.
Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin iktisat ya da işletme bölümlerinden birisinden mezun olan gençlerimiz (ki 2 milyon kişinin girdiği sınavdan ilk 100 kişi içine girmiş olanları var ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Harvarda, Yale ya da MIT üniversitelerinin lisans programları bu tip öğrencileri programlarına dahil etmek için neler vermezlerdi) bir resmi daireye yazılacak yazıyı format ve içerik olarak düzenleyecek yeteneklere sahip değilller. Bu bana, ortaokulda sık sık duyduğum bir tekerlemeyi hatırlatıyor; ‘dilekçe yazmayı bilmeyen lise mezunları’.
Kısacası, üniversitelerimizi (ve onlardan önce K12 eğitimimizi) ciddi bir reformdan geçirmeliyiz.

Devamı Derin Ekonomi Haziran 2016 sayısında …

Dikkat çekenler...