Trump ekonomisi

Sürpriz başkan Trump daha resmi olarak başkanlık koltuğuna oturmadan dünya ekonomisi süprizlerle karşılaşmaya başladı bile. Amerika Birleşik Devletleri’nde Fed’e fırsat vermeden faizler kendiliğinden yükselmeye başladı. Bu da dolar endeksini yükseltti ve euroyu düşürdü.
Şimdi dünya, zorlu bir seçim kampanyasının ardından Trump’ın dış siyaset ve ekonomi alanlarında izleyeceği politikaların ne olacağını düşünmeye başladı. Zira, Trump öngörülebilir bir karakter değil; farklı bir lider. İş adamlığı sırasında çok sayıda büyük risk aldı. Bu risklerin bir kısmı gerçekleşti ve Trump’a pahalıya mal oldu ve ona inişli çıkışlı bir iş kariyeri hediye etti. Aynı inişli çıkışlı, risk-sever davranış tarzını başkanlığa taşımasıyla, hem Amerika hem de dünya açısından heyecanlı bir dört yıla gireceğiz.
Trump’ın izlemeyi taahhüt ettiği ekonomi politikalarına bakarak bu aşamada Amerika ve dünya için bazı çıkarımlar yapmakta fayda var. Trump’ın şu kadar verdiği beyanatlardan ve seçim bildirgelerinden, izlemeyi taahhüt ettiği ekonomi politikalarının temelinin ekonomiyi kısa vadede büyütme amacını güttüğü görülüyor. Trump Amerika’nın altyapı stoğunun eskidiğini, teknik olarak standart altı ve miktar olarak da yetersiz olduğunu söylüyor. Bu yüzden, kamu harcamalarının altyapıya dayalı olarak artırılmasını ve bu sayede büyümenin hızının yükseltilmesi hedefleniyor. Buna bir nevi büyümeci ‘kamu satın alma politikası’ da denebilir.
Diğer yandan Trump, özellikle Çin’den ve Meksika’dan yapılan ithalatı çeşitli yollarla kısıtlayarak Amerika’daki istihdamı artırmayı, yani, genişleyici maliye politikalarının büyüme etkisinin yurt içinde kalmasını hedefliyor. Trump, TPP müzakerelerinde ‘en sert ve zeki’ müzakerecilerini görevlendirerek ABD işçilerinin ve üreticilerinin menfaatlerinin korunacağını söylüyor. Örneğin, Trump altyapı inşaatlarında Amerikan yerli çeliğinin kullanılmasını istiyor. Bu sayede, Trump ‘dinamik ve patlayan’ bir ekonomi inşa ederek 10 senede istihdamı, şu anda beklenen 7 milyon yerine toplam 25 milyon artırmak istiyor. Bunu, büyümeyi her yıl yüzde 1,5 oranında artırarak (bunun da istihdamı her yıl bir buçuk milyon artırmasını bekliyor) başaracağını söylüyor.

Devamı Derin Ekonomi Aralık 2016 sayısında …

Dikkat çekenler...