Trump Çin ile savaş mı kışkırtmak istiyor?

21. yüzyılı, ABD ile Çin arasındaki rekabet şekillendirecek. Evrensel kurallardan biri de büyük bir gücün hiçbir zaman kendiliğinden şekilde en yüksek mevkiden rakibi lehine çekilmeyeceğidir. ABD kimsenin yarışamadığı bir büyük güçtür. Çin ise onun rakibi haline gelmektedir. Saygın bir Çinli akademisyen ve Çin Ulusal Enstitüsü Profesörü olan Lanşin Şian, ABD için dünyanın en vazgeçilmez süper gücü olduğunu belirterek, en borçlu güç olduğunu ve bu borcunun da en temel stratejik rakibine olduğunu vurguluyor. Pek borç aldığı bankayı askeri olarak kuşatmak ne kadar mantıklı? Seçim kampanyası sırasında Donald Trump müteaddit şekilde Çin’i ABD’ye karşı haksız rekabet etmekle ve para birimini manipüle etmekle suçlayarak, bu ülkeden gelen mallara karşı gümrük duvarlarını yükseltme ve Trans Pasifik Andlaşması’nı geri çekmekle tehdit etmişti, ki bunu gerçekleştirdi. Hatta Tayvan ile ilgili ABD politikası olan “Tek Çin” anlayışına son vermeyi düşündüğünü de ifade etti. Çinli liderler, daha iddiacı bir ABD başkanının onlarca yıllık Çin-ABD ilişkilerini nasıl değiştirebileceğini tartıyor. Trump’ın Asya politikası, Nixon yönetiminin iş başında olduğu 1979’daki diplomatik ilişkilerin normalleşmesinden bu yana Çin ile alakalı yaşanan en kökten değişikliği oluşturuyor. Pekin’in bakış açısıyla ise yaşananlar en kötü senaryonun gerçekleşmesi ve bir ticari savaşa ile Tayvan gibi Çin’in Asya’daki temel çıkarlarını ilgilendiren bir dizi konuda askeri bir gerilim kapıda görünüyor. Çin, Donald Trump’ın daha başkanlığa gelmeden kendisini azarlaması ve Tek Çin politikasından vazgeçeceğine dair tehditleri ile Doğu Çin Denizi’ndeki Senkaku Adaları’na erişimine engel olmasıyla şaşkınlık yaşadı. Ancak geçen ay Filipin açıklarındaki uluslararası sularda insansız bir Amerikan sualtı aracına el koyarak Trump’ın tehditlerinden korkmadığını ve pabuç bırakmayacağını da ortaya koydu. Öte yandan Trump’a yaptıkları felaketle flört ettiğine dair sürekli uyarılar da, bu tehditleri ciddiye aldıklarını gösteriyor ve Çin çıkarlarına zarar vermemesi için onu engelleme yönünde bir çaba gösterdiklerini de kanıtlıyor. Şimdilik kimse Çin’in bu çabalarında başarısız olursa iki gücün doğrudan karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz hale geldiğinde ne olabileceğine dair bir fikre sahip değil. Böylesi bir ihtimali göz önünde bulunduran Çin Devlet Başkanı Şi Yinping, yeni yıl mesajında ülkesinin ulusal çıkarlarını savunacağını ve Asya’da hareket özgürlüğünün başka güçler tarafından engellenemeyeceğini söyledi. Çin’in en büyük endişesi ise Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemese bile yüreklendirmesinden kaynaklanıyor. Bu potansiyel olarak Çin’in jeopolitik bütünlüğünü tehdit ediyor. Daha da ötesi, Çin hükümeti, tehditkar bir tavırla, Trump’ın Tayvan ile ilgili status quo’yu değiştirmesinin kırmızı çizgilerin ihlali anlamına geldiğini ve intikam hakkı doğuracağını öne sürüyor.

Devamı Derin Ekonomi Mart 2017 sayısında …

Dikkat çekenler...