Sıra ekonomik / finansal darbede mi

Sanki 2008’den bu yana Türkiye ile daha bir başka uğraşmaya başladılar. Olayları ve özellikle irili ufaklı atakları ve büyük hamleleri alt alta yazdığınız zaman karşınıza bu ‘uğraşmanın’ kilometre taşları çıkıveriyor…
Bu sürecin belirgin zirve noktaları ise şöyle sıralanıyor: Ergenekon, Balyoz, Casusluk davaları. Masum başladığı sanılıp ikinci gününden itibaren çığırından çıkan Gezi olayları. 17 Aralık, hemen ardından 25 Aralık. Sayın Erdoğan’ı AİHM’de terörist (!) olarak yargılatma tezgâhının bir adımı olarak, MİT TIR’larının yakalatılması; Dolar operasyonu ve nihayet 15 Temmuz hain darbe girişimi…
Cumhurbaşkanı, onun bağımsızlık anlayışı ve Türkiye, milletinin iradesi sayesinde hâlâ dimdik ayakta durabildiğine göre; bir sonraki atakların da kaçınılmaz olabileceğini hesaba katmalıyız. Bir sonraki atak TL’ye ve finans sistemimize olabilir mi? Uzmanlar bunu tartışıyorlar…

Sayın Cumhurbaşkanı biraz da bu nedenle olacak, ekonomimizin ve finans sistemimizin sapasağlam ayakta durduğuna ve reformlara devam edilirken, ilkelerden ve sağlam duruştan asla taviz verilmeyeceğinin altını birkaç kere çizdi.
Her ne kadar şu sıra fazla seslerini çıkarmasalar da, sözü edilen atakların olasılığını yüksek görenlerle, Cumhurbaşkanı için “Gitsin de nasıl giderse gitsin, Türkiye’ye ne olacağı hiç önemli değil” şeklindeki hain tezi savunanlar, felaket senaryolarını el altından piyasaya yayıyorlar.
Oysa Türkiye’de işler hiç de onların bildiği, ya da bilmeyi istedikleri şekilde gelişmiyor…
Birkaç örnek vermek gerekirse:
GYODER’in açıkladığı 2010 – 2016 arası inşaat sektöründeki “Yeni Konut Fiyat Endeksi”, o yılların içinde geçerken kötümserlik ve karamsarlık tohumları eken sözde uzmanlara inat; AK Parti yandaşı olmakla suçlanan ilim irfan sahibinin öngördüğü şekilde tecelli etmiş…

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Ağustos sayısında..

Dikkat çekenler...