Salgın zamanında şirketlerin vergi yükünü artırmayalım

Türkiye’de yeterince vergi toplayamadığımız bir gerçek. Türkiye, OECD ülkeleri içinde en az vergi toplayan ülkeler arasında yer alıyor. Bunun temel sebebi herkes tarafından biliniyor. Vergi yükünü kesimler arasında yayamıyoruz. “Yakaladıklarımızdan” vergi alabiliyoruz. Bu da bizi “son noktadan” vergi toplamaya itiyor. Akaryakıt vergisi ya da yüksek KDV’ler gibi. Bu tür vergilemenin ise adil olmadığı açıktır.

Pandemi sırasında beklendiği üzere ve tüm dünyada olduğu gibi bütçe açığı yükseldi. Bunun sebebi kamu kesiminin gelirlerindeki nisbi düşüş ve aynı zamanda da destekler sebebiyle harcamalarındaki artış oldu. Genel Yönetim Bütçe harcamaları 2019 yılındaki artışın üzerine salgının etkisiyle 2020 yılında GSYH’nın yüzde 23,4’üne yükselirken vergi gelirleri ve toplam gelirler yerinde saydı. Faizlerin yükselmesiyle faiz harcamaları son beş yılın rekorlarını kırdı. Faiz dışı fazla ise son iki yılda uzun süredir ilk defa eksiye geçti. Böylece bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 3,5’a genişledi.
TBMM’de Nisan ayında önce Plan Bütçe Komisyonu ardından da Genel Kurul’da görüşülen bir yasa taslağı ile Kurumlar Vergisi oranları yükseltildi. Daha önce çıkan bir yasa ile 2017 yılından başlayarak Kurumlar Vergisi oranları yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseltilmişti. Bunun ardından mevcut tasarı ile oran 2021’de yüzde 25’e çıkartılırken, 2022’de yüzde 23 olarak uygulanması öngörülüyor. Tasarının gerekçesi salgın döneminde artan bütçe açıklarının karşılanmasına dayandırılmış.

Devamı Z Raporu Mayıs 2021 sayısında…

Dikkat çekenler...