Para politikaları bir kez daha dünyayı riske atıyor olabilir

V şeklinde bir küresel toparlanmaya dair yüksek beklenti hızlı bir şekilde buharlaşıyor.  Öyle ki, küresel ticaret trendleri için bir barometre olarak görülen Singapur GSYİH’sinin son çeyrekte bir öncekine göre yüzde 41,2 oranında düştüğünü açıkladı. Öte yandan, ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 6 oranında küçülmesi beklenirken, Başkan Donald Trump ve ekonomi ekibi V şeklinde toparlanma iddiasından vazgeçerek, U şeklinde bir toparlanma fikrine kaydı. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, Avrupa, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun bu yıl ortalama yüzde 7 oranında daralması bekleniyor.

Diğer taraftan, Japon ekonomisindeki durgunluk ve deflasyon devam ederken, 2008 küresel mali kriz döneminde Asya’nın büyümesini devam ettiren lokomotif ülke Çin ağır aksak ilerliyor. Dolayısıyla küresel ekonomik koşullar ve görünüm kesinlikle iyi değil. Tüm bunlara neden olan salgın devam ederken, pek çok ülke daha çok kısıtlama ile birlikte hala ikinci ve üçüncü dalgayla mücadele ediyor. Ancak, bu vahim durum finans piyasalarında etkili olmadı. Öyle ki, ABD’nin üç hisse senedi endeksi de Mart ortasından bu yana yüzde 40 yükselirken, Malezya borsası (FBMKLCI) ve Türkiye borsası (Borsa İstanbul) gibi yükselen piyasa endeksleri sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 40 oranında arttı.

Reel sektör ile finans piyasaları arasındaki bu belirgin kopukluk, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önderliğindeki gelişmiş dünya merkez bankalarının “geleneksel olmayan para politikalarına” doğrudan bağlıdır. Bu “geleneksel olmayan” politika ise gerçekten yenilik diyebileceğimiz çok az şey barındırmakta olup, faiz indirimi, para basma, doğrudan piyasa desteği ve son zamanlarda şirket tahvilleri satın alımı gibi eski taktiklerin yüksek dozda kullanılmasıdır. Finans piyasalarının reel sektörün mal ve hizmet üretimini finanse etmesi beklense de, yıllardır devam eden parasal gevşeklik reel sektör üzerindeki etkiyi neredeyse tamamen bitirdi. Nitekim, çalışmalar gerçek sonucun “finansallaşma” olduğunu, yani, uzun süreli parasal teşvikin reel sektörün büyümesini finanse etmeden ziyade finans piyasalarını kontrol edilemeyecek duruma getirdiğini gösteriyor.

Devamı Z Raporu Ağustos 2020 sayısında …

Dikkat çekenler...