Özel sektörün tek çıkış yolu Borsa İstanbul

2001 krizinin zihinlerimizde edindiği yer mutlaka fazladır. Ancak bu krizin sebep sonuç ilişkisini ele aldığımızda Türkiye’nin kamu kaynaklı bu tarz bir krize karşı gayet dayanıklı olduğu rakamlar ile sabittir, inceleyeceğiz. Fakat sorunların evirilip farklı kisveler altında kendini gösterme gibi bir huyu olsa gerek, kısa vadeli düşünen iş insanlarımızın elleri ile büyüttüğü dengesizlik önümüzdeki dönemde tek sorun olarak belirmiştir; özel sektör dış borcu.
Ekonomi oranlar manzumesidir. Zira büyüklükler yanıltıcıdır. Bu nedenle oranlara göz atmakta fayda var. Avro bölgesi kamu brüt borç stoğunun GSMH oranı yüzde 87’ye varmışken Türkiye bu kalemde yüzde 28,5 oranı ile en az borçlu ülkeler arasındadır. Kamu kesimi net borç stoğunda ise 2001 yılında yüzde 60 iken 2017 itibariyle yüzde 8,5 inmiştir. Bundan dolayıdır ki devletimiz 2002 yılında milli hasılamızın yüzde 15’ni faiz olarak öderken 2016 yılında milli hasılamızın sadece yüzde 2’sini faiz olarak ödemektedir. 2002 yılında faiz harcamalarının toplanan vergiye oranı yüzde 85 iken, bu oran 2016 yılında yüzde 11’e kadar düşmüştür. Bir devlet düşünün ki vergilerinin neredeyse tamamına yakınını faize öderken bugün sadece onda birini faize vermektedir. Borcun vadesi de çok önem arz eder. Bu noktada kamu görevini hakkıyla yapmış 2001 yılında 10 ay olan iç borç vademiz 2018 yılında 70 aya çıkmıştır. Dış borumuzun vadesi de yine aynı yıllarda 5 yıldan 10 yıla çıkmıştır. Sözün özü kamu da temel sıkıntı yoktur.
Aynı tabloyu özel sektör için söylemek kolay değildir. Zira bu konuda özel sektörümüz “Ağustos Böceği” gibi hareket etmiştir. Özel sektör dış borunun yüzde 50’si civarı finans kurumlarına aitken kalanı reel sektör borcudur. Bu borcu da incelemek gereklidir. Nisan sonu itibarıyla, özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcu gelişmeleri incelendiğinde, 2017 yılsonuna göre uzun vadeli kredi borcunun 3,6 milyar ABD doları artarak 225,1 milyar ABD doları, kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 1,8 milyar ABD doları artarak 20,1 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleştiği TCMB’nin verilerinde görülmektedir. Aynı dönemde, 20,1 milyar ABD doları tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 76,0’ını finansal kuruluşların, yüzde 24,0’ını ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturmuştur.

Devamı Derin Ekonomi Temmuz 2018 sayısında …

Dikkat çekenler...