İsrail ile İran arasında yaşanan karşılıklı misilleme saldırıları Orta Doğu’da gerilimi bir kez daha tırmandırdı. Ancak misilleme saldırıların sınırlı ve kontrollü yapılmış olması endişelerin kısa sürede dinmesini sağladı. Fakat sonrasında sorgulanan ise neden bunun yaşandığı oldu. Çok geçmeden sonraki hafta ABD senatosunda sessiz sedasız Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a ayrılan fonlarla birlikte 95 milyar dolarlık dış yardım kabul edildi. Dünyanın dikkati Gazze’deki soykırımdan, İran-İsrail gerilimine çevrilmişken yardımın onaylanmış olması da tesadüf olamamalı. İran-İsrail arasında yaşanan gerilim her ne kadar kısa sürmüş ve sınırlı gerçekleşmiş olsa da İran ilk kez İsrail’e kendi topraklarından saldırıda bulunmuş oldu. Dolayısıyla Orta Doğu’da yeni bir perde sahneye koyulmaya başlanıyor. Bu dönem yeni siyasi gelişmelere gebe olduğu kadar ekonomik sonuçları ve nedenleri de içinde bulunuyor. Enerji kaynakları ve yollarından, ticari koridorlara kadar pek çok nedeni bulunuyor. Z Raporu’nun Mayıs sayısında bu konuyu enine boyuna işlemeye çalıştık. Bu ayın diğer bir önemli başlığı da hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyaretiydi. Bu ziyaretin en önemli çıktısı hiç şüphesiz Kalkınma Yolu için atılan imzalar oldu. Türkiye ve Irak’ın yanı sıra mutabakat zaptını Katar ve BAE’nin de imzalamış olması son derece önemliydi. Bu adım Türkiye’yi dışarıda bırakacak ticari rotaları hayata geçirmeye çalışanlara karşı en güzel yanıttı. Türkiye Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği stratejik bir konuma sahip. Türkiye’yi dışarıda bırakacak ne bir enerji hattı ne de ticari koridorun hayata geçmesi mümkün görünmüyor. Kalkınma Yolu Türkiye’ye hem transit taşıma geliri sağlayacak hem de ihracatının artmasını sağlayacak. Z Raporu’nda bu ay Kalkınma Yolu’nu hem ihracat açısından hem de lojistik sektörü açısından ele aldık.
Bu ay Z Raporu’nda işlediğimiz diğer bir konu ise yaşlanan nüfusların ekonomiye etkisi. Dünya genelinde nüfuslar yaşlanıyor. Ekonomiler açısından en büyük risk ise istihdam açığının artması. Avrupa ülkelerinde yaşlanan nüfusun etkisi uzun süredir görülüyor. Genç nüfusun azalmasıyla oluşan istihdam açığını kapatmak için Avrupa ülkeleri başka ülkelerden belli meslek gruplarında göçmen çekmeye çalışıyor. Bu riskle Türkiye’nin de gelecek dönemde karşı karşıya kalabileceğini TÜİK’in verileri ortaya koyuyor. Oluşan istihdam açığını her ne kadar robotların ve yapay zekânın karşılayabileceği düşünülse de bazı meslekleri robotların ya da yapay zekânın yapması pek de mümkün değil. Örneğin bakıcılık, öğretmenlik, sağlık gibi alanlar robotlarla kapatılamayabilir. Orta ve uzun vadeli yapılan ekonomik programlar ve planlar da artık bu yaşanan demografik değişime göre planlanmaya başladı. Yapay zekânın girdiği alanlardan biri de finansal yatırımlar. Artık bu alanda yapay zekâ çok fazla kullanılmaya başlandı. Yapay zekânın finansal yatırım alanlarına getirdiği riskleri ve fırsatları da bu ay Z Raporu’nda işledik. İşlediğimiz bir diğer başlık da tüm dünyanın mücadele ettiği enflasyon. Dünya genelinde yaşanmış en büyük enflasyon krizlerini araştırdık. Ülkelerin bu enflasyon krizleriyle nasıl mücadele ettiğini ve mücadele yöntemlerinin sonuçlarını ele aldık.
Hem gündemi yakalayan hem de gündem oluşturacak konularla dolu Mayıs sayımızı yine keyifle okumanızı dilerim.