Korona virüsü salgını petrolün keşfinden bu yana hem küresel ekonomiyi hem de küresel petrol piyasasını etkileyen en yıkıcı olay olarak tarihe geçebilir. Nitekim, küresel ekonomiye verdiği zarar hem 2008/9 mali krizini hem de 2014 petrol fiyatı krizini gölgede bırakıyor. Zira bu iki kriz küresel petrol ekonomisini olumsuz etkilerken, dünya nüfusunun yarısının karantinaya alınmasına sebep olan korona virüsü salgını küresel ekonomiyi felç ederek normal ekonomik faaliyetleri fiilen durma noktasına getirdi.
Dahası, küresel petrol talebini yüzde 30 (günde 30 milyon varil) azaltarak, küresel petrol stokları ve petrol tedariki arasında tahmini 1,8 milyar varillik arz fazlası oluşturarak, ve petrol fiyatlarını 20 dolar seviyelerine çekerek, bilhassa küresel petrol fiyatları üzerinde korkunç bir etki yarattı. Durum, Suudi Arabistan’ın 6 Mart 2020’de düzenlenen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) üye olan ve olmayan petrol üreticisi ülkeler (OPEC+) toplantısında Rusya’nın daha fazla üretim kesintisini reddetmesine karşı misilleme olarak Rusya’ya karşı başarısız bir şekilde yürüttüğü petrol fiyatı savaşıyla daha da vahim bir hal aldı. Hem bu korkunç durum, hem petrol fiyatlarının hem de talebin daha da azalması ihtimali ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD kaya gazı endüstrisinin fiilen iflasına neden olan petrol fiyatı savaşını sona erdirme yönündeki baskısı karşısında, Suudi Arabistan 9 Nisan’da OPEC+’e petrol fiyatlarını dengelemeye yönelik üretim kesintilerini ele almak üzere acil bir telekonferans çağrısında bulundu. OPEC+ sonunda Kanada, Meksika, Brezilya ve Norveç dahil olmak üzere diğer büyük petrol üreticilerinin de günde 5 milyon varillik ek katkısıyla üretimi günde 10 milyon varil azaltmayı kabul etti.
Devamı Z Raporu Mayıs 2020 sayısında…