Merkez bankalarının sorumluluğu artıyor

Küresel büyümeyi tehdit eden riskler büyük bir korku balonuna dönüştü. Her ülke kendi şartlarında büyüme mücadelesi sürdürse de, global bir köye dönüşen dünyamızda gelişmeleri bir birinden bağımsız değerlendirmek imkansız. ABD ile Çin arasında yoğunlaşan ticaret savaşının sürmesi, anlaşmasız bir Brexit ve bu risklerin beslediği endişeler, herkesi temkinli davranmaya itiyor.

Büyümeyi yavaşlatan, yatırımları zayıflatan ve arz zincirini bozan davranışlar merkez bankalarını sürekli tetikte olmaya itiyor. Gümrük duvarlarının yükseltilmesi ve teknoloji şirketleri üzerinden yürütülen piar çalışmaları tansiyonu yükseltiyor. Yaygınlaşan dezenflasyon baskıları da cabası. Önümüzdeki dönem için en büyük risk unsuru olarak bu üç unsur öne çıkıyor. Böyle bir tablo, merkez bankaları üzerinden sağlanan parasal genişlemeleri sonlandırmayı imkansız hale getirdi. ‘Ticarete ve büyümeye ilişkin endişeler azaldı ve artık parasal genişleme hamlelerinin sonu geldi’ derken, merkez bankaları yeni stratejiler ile büyümeyi desteklemeye devam etmek zorunda kalabilirler.
IMF Ekim’den bu yana büyüme tahminlerini dördüncü kez aşağı yönlü revize etti. Temmuz’un son haftasında yayımlanan Küresel Ekonomik Görünüm raporunda IMF, küresel ekonomik büyümeyi bu yıl için yüzde 3,3’ten 3,2’ye, 2020 için ise yüzde 3,6’dan 3,5’e çekti. Raporda; bu yıl açıklanan ekonomik verilerin ve genel olarak yavaşlayan enflasyonun beklentilerden daha zayıf bir küresel aktiviteye işaret ettiğine vurgu yapıldı.
En büyük ikinci dev olan Çin ekonomisinin son 27 yılın en düşük büyümesini kaydetmesi, uzak doğu ülkelerini ürkütmeye yetti. Asya’nın en büyük ekonomisine sahip altı ülkesinden üçü (Endonezya, Güney Kore, Avustralya) faizleri düşürdü bile. Doğudan başlayan faiz düşürme dalgası batıya doğru hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeleri içine alacak şekilde ilerliyor.
Son olarak Türkiye’de uzun bir aradan sonra güçlü bir faiz indirimi yaptı. Geçen yıl karşı karşıya kaldığı kur saldırısının ardından faizleri yüzde 24’e çıkaran Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 25 Temmuz tarihli toplantısında politika faizini 425 baz puan düşürdü. Yıl sonuna kadar üç toplantısı daha olan Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam etmesi lazım. Türkiye ekonomisine ilişkin veriler, bu imkanı Merkez’e sunuyor.

Devamı Z Raporu Ağustos 2019 sayısında…

Dikkat çekenler...