Güçlü dolara nasıl tepki vermeli?

Dolar, bu yılın başından bu yana yen karşısında yüzde 22, euro karşısında yüzde 13 ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında yüzde 6 değer kazanarak 2000 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Uluslararası ticaret ve finansta doların hâkimiyeti göz önüne alındığında, doların birkaç ay içinde böylesine keskin bir şekilde güçlenmesinin hemen hemen tüm ülkeler için oldukça büyük makroekonomik sonuçları vardır. 2000 yılından bu yana dünya mal ihracatında ABD’nin payı yüzde 12’den yüzde 8’e gerilerken, doların dünya ihracatındaki payı yüzde 40 civarında kaldı. Enflasyonu düşürme mücadelesi veren birçok ülke için para birimlerinin dolar karşısında zayıflaması mücadeleyi zorlaştırdı. Ortalama olarak, doların yüzde 10’luk değer kazanmasının enflasyona tahmini yansıması yüzde 1’dir. Bu tür baskılar, gelişmiş ekonomilere kıyasla yüksek ithalat bağımlılıklarını ve dolar faturalı ithalat paylarını yansıtacak şekilde gelişmekte olan piyasalarda özellikle şiddetlidir. Yurt dışı kredilerin ve uluslararası borçlanma senetlerinin yaklaşık yarısı ABD doları cinsindendir.

YÜKSELEN DÖVİZ KURU BASKI YARATIYOR

Daha güçlü bir dolar, özellikle bazı gelişmekte olan piyasalar ve hâlihazırda yüksek borç sıkıntısı riski taşıyan birçok düşük gelirli ülke için baskıları artırıyor. Bu koşullarda ülkeler para birimlerini aktif olarak desteklemeli mi? Birçok ülke döviz müdahalelerine başvurmaktadır. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerin toplam döviz rezervleri bu yılın ilk yedi ayında yüzde 6’dan fazla düştü. Ancak spesifik olarak, döviz müdahalesi, makroekonomik politikalarda garanti edilen ayarlamaların yerine geçmemelidir. Döviz hareketlerinin finansal istikrar risklerini önemli ölçüde artırdığı ve merkez bankasının fiyat istikrarını koruma kabiliyetini önemli ölçüde bozduğu durumlarda geçici olarak müdahale etme rolü vardır.

Devamı Z Raporu Aralık 2022 sayısında…

Dikkat çekenler...