Küresel krizden 10 yıl, 2013 Fed tapering fırtınasından ise beş yıl sonra dünya ekonomisi yeniden ısınıyor ve bu kez birbirinden farklı siyasi ve ekonomik birçok faktör üst üste geliyor. ABD, Avrupa ve Çin başta olmak üzere diğer ülkeler arasındaki siyasi ve ekonomik sıkıntılar, Orta Doğu’da devam eden karışıklıklar, yükselen petrol fiyatları ve Fed’in faiz artırım süreci bunların önemli olanları.
ABD’de Ağustos 2017’de tırmanmaya başlayan tahvil faizleri, Nisan 2018’den itibaren ise yeni bir tırmanışa geçti. ABD 2 yıllık tahvil faizleri 2016 yılı ortasında yüzde 0,60’lardan Trump’ın seçilmesiyle 2016 sonunda yüzde 1’lere yükselmişti. 2017 ilk yarısında hafifçe yükselerek yüzde 1,20-1,30’lara çıktı. 2017 yılı ikinci yarısında ise hareketlenerek yüzde 1,90’lara yükselen faizler Mayıs ortasında yüzde 2,50’leri aştı.
Dolar endeksi, ABD’deki piyasa faiz yükselişine paralel olarak 2016 Nisan ayından beri yükseliyor. DXY endeksi Nisan ortasında 89,40’lardan 22 Mayıs tarihinde 93,40’a kadar yükseldi. Her ne kadar siyasi ve ekonomik belirsizlikler devam etse de altın fiyatları da beklendiği gibi dolar endeksinin yükselişine düşüşle cevap verdi. Nisan ayında 1.351 doları gören altın fiyatları 22 Mayıs’ta 1.288 dolara kadar düştü.
2017 ortalarında 43 dolarlarda olan Brent Petrol fiyatları 2017 ikinci yarısından itibaren neredeyse aralıksız olarak yükseldi ve Mayıs’ın üçüncü haftasında 79 dolarları gördü. Petrolün bu hızlı çıkışında dünya ekonomisindeki hızlanma ve bir miktar da Orta Doğu’daki belirsizliklerin etkisi olduğu söylenebilir. Ancak asıl sebebin artan spekülasyon olduğu daha güçlü bir olasılık. Zira 2018 yılında sadece Avrupa’da değil diğer coğrafyalarda da ekonomik momentum güç kaybediyor. Buna rağmen petrolün, 2011-2014’lerde olduğu gibi tekrar 100 dolarlara yükseleceği spekülasyonları havalarda uçuşuyor.
Devamı Derin Ekonomi Haziran 2018 sayısında …