Faiz, israf ve yolsuzluk

Hangisiyle anılmak isterdiniz? Sesinizi duyar gibiyim. ‘Hiçbiri…’ diye söylenmekte çok haklısınız. Üçü de insanlardan ve evlerden ırak olsun. Hatta mümkünse ülkeler bu üç illetten beri olarak varlıklarını sürdürsün. İmkansız değil bu güzel temennilerin kabul görmesi fakat çok zor. Düşünsenize; siz çabalayıp üretiyorsunuz ancak başkası oturduğu yerden sizin kazancınıza ortak oluyor. Sermaye sağladığı için biri gelip sizin alın terinizle ürettiğiniz katma değerin yarısını alıp götürüyor. Bu haksız çarkın değişmesi için insanlık tarih boyunca çok uğraş verdi ancak bir türlü baş edemedi maalesef.
İslam iktisadında kesin bir dille ‘haram’ denilen faizi; liberal ekonomi “bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kar, getiri, nema” olarak nitelendiriyor. Kapitalist sistemde ise bu durum “kiralanan paranın bedeli” olarak paketlenerek önümüze servis ediliyor. Maalesef “azı karar” diye çoğu zaman sessiz kalınan faizin yüksek hali cepleri ve canları yakınca toplum olarak irkiliyoruz. Bu aralar tam da bu konuyla kafalar pek meşgul. Uzunca bir dönemin ardından Türkiye yeniden yüksek faizle anılan ülke haline geldi. Piyasa faizinin peşinden konuşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) son toplantısında faizleri 625 baz puan arttırarak gösterge faiz oranın yüzde 24’e çıkardı. Bu şok karar, Türkiye’yi faizin en yüksek olduğu üçüncü ülke haline getirdi.
Ülkelerin başını ağrıtan, zaman zaman ekonomileri uçurumun kenarına getiren unsurların başında faiz gelir. Türkiye’nin yükselişini hızlandırması beklenen bir dönemde; 625 baz puanlık faiz artışı Türkiye’nin elini kolunu bağlayan bir adım oldu. Şimdiye kadar faiz, israf ve yolsuzlukla yapılan mücadelenin meyvelerini almamız gerekirken; kur ve enflasyon sıkıştırmasıyla Türkiye’nin tekrar yüksek faize mahkum edilmesi kötü oldu. Geleceğimize yazık ettik. Faturası 81 milyon olarak hepimizin cebinden çıkacak.
Kısa vadede düşürülmesi zor görünen faiz giderlerinin artması, Türkiye’nin alın-akıl teriyle ürettiği katma değerin çalınmasıdır. Faiz lobisi, Türkiye’nin emeğinin karşılığına büyük oranda ortak oldu. Kamunun faiz giderleri katlanacak. 20 Eylül’de açıklanan Yeni Ekonomik Program (YEP)’te bu yıl 76 milyar lira olması beklenen merkezi yönetimin faiz giderlerinin önümüzdeki yıl 117 milyar, 2020’de 147 milyar ve 2021’de ise 171 milyar liraya çıkması bekleniyor.

Devamı Derin Ekonomi Ekim 2018 sayısında …

Dikkat çekenler...