Ayasofya Camii’nin dönüşü muhteşem oldu

2020 yılı, Korona virüs salgını, bu salgının yıkıcı ölümcül etkileri, aynı zamanda bütün dünya ülkelerini ekonomik yönden çok sarsıcı şekilde olumsuz etkilemesi, Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Irak topraklarındaki jeopolitik gerginlikler ve askeri operasyonlarımızla çok sıcak ve gerilimli geçerken, 24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Camiinin bir Cuma namazı ile yeniden ibadete açılması adeta üzerimize bir güneş gibi doğdu.

Halkımızın büyük çoğunluğunun desteklediği bu karar, bir milletin, bir devletin yeniden doğuşu gibi olumlu etkiler yaptı. Fethin yeniden dirilişini yansıtırcasına yüzbinlerce mümin 24 saat açık olan Ayasofya Camii’ne, vakit namazlarını ifa etmeye, görmeye, özlemini gidermeye koşuyor. Bu olay normal bir cami açılışı değildir. Halkımızın sadece İstanbul’dan değil, Türkiye’mizin dört bir yanından, hatta gurbette oldukları ülkelerden ve dünyanın birçok ülkelerindeki Müslümanların ulaşım kısıtlamalarına rağmen, Ayasofya Camii’nin yeniden açılışına, ve görmeye koşmaları, gösterdikleri coşku, onların İstanbul’un fethine olan sevgisini, o kutlu fethin askerleri gibi olma, o fetih coşkusunu yeniden yaşama isteğini coşkusunu, özlemini yansıtmaktadır. Aynı zamanda Ayasofya Camii’nin yeniden açılışı, Türkiye’nin kendi topraklar üzerindeki milli egemenlik ve bağımsızlık iradesinin de tezahürü olarak çok önemli bir karar olmuştur.

Ayasofya Camii, 29 Mayıs 1453’de İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ın kararıyla, onun ve şanlı askerlerinin aziz hatırasına, o tarihten itibaren cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hristiyan, Batı dünyası için, Doğu Roma İmparatorluğu Bizans’ın yıkılması, İstanbul’un kaybedilmesi ve Ayasofya’nın Camii olması, hiçbir zaman unutulmadı ve içlerinde bir rövanş alma, Türkleri İstanbul’dan Anadolu’dan söküp atma duygusu hep var oldu. Bu gerçek, genelde Batı dünyasının, özelde Avrupa Birliği’nin her kararında her uygulamasında tarih boyunca açıkça görülmüştür. 61 yıldır Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye yapılmaması gerçeği de bunu yansıtmaktadır. 10,5 milyon nüfuslu Yunanistan’da bugün ve 1453’den bu yana tarih boyunca herkes Konstantinapol dediler, hiçbir zaman İstanbul demediler. Fatih Sultan Mehmet Han’ın kendi yazdığı Vakfiyesine uygun olarak 478 yıl boyunca Camii olarak kullanılan ve her Osmanlı Padişahının yaptıkları eserlerle, onarımlarla bir külliye haline getirdikleri bu muhteşem eser, 1931’de restorasyon bahanesiyle ibadete kapanmış ve 1934 yılında da tartışmalı bir Bakanlar Kurulu kararıyla müze haline getirilmişti. Böylece 86 yıldır müze statüsünde olan Ayasofya, İsmail Kandemir hocamız gibi gönüllü bir dava adamının on yıllarca süren mücadelesiyle, Danıştay 10.
Dairesinin 10 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya’yı müze yapan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının hukuki olmadığı gerekçesiyle aldığı iptal kararı ve aynı  gün Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Ayasofya Camiinin Kültür ve Turizm Bakanlığından Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi sonucunda, 24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Camii’nin bir Cuma namazıyla açılışı gerçekleşmiş oldu.

Devamı Z Raporu Ağustos 2020 sayısında…

Dikkat çekenler...