2030’a giden yol…

Bir ay önceydi. Telefonum çaldı. Arayan, Bangladeş’e süttozu ihraç eden bir iş insanıydı. Sesi iyi gelmiyordu. “Biraz önce bir e-mail aldım, moralim bozuldu” dedi. Meğer çalıştığı şirket 15 Temmuz darbesini gerekçe göstererek “ İstikrarsızlık olur, üretim aksar” diyerek rotayı Ukrayna’ya çevirmiş. Hem de fiyat daha yüksek olmasına rağmen…
Sanki Ukrayna dikensiz gül bahçesi de! Rusya ile Batı dünyası arasına sıkışıp kalmış. Çıkış yolu arıyor. Türkiye yerine tercih edilir mi? “Bekleyin, sizi yeniden ararlar” dedim. Nitekim aynı kişi, tam bu yazıyı yazarken aradı, “Sorun çözüldü. Yeniden bizden mal almaya başladılar. Sizinle paylaşmak istedim” dedi.
Burası Türkiye. Geleneği güçlü, sermayesi, tasarrufu kıt, insan kaynağı iyi ama planlama yapmayı bilmeyen bir ülke. Planlama yapamamanın en iyi örneği ise tarım ve hayvancılık sektörü. 25 milyon hektar ekilebilir toprak sahibiyiz ve tarım bu özelliğiyle küresel kart açabileceğimiz tek sektör. Gelin görün ki, biz tarımı görmezden gelmeye devam ediyoruz. Sütte arz fazlası var ve beş aydır süttozu dağlarımız büyüdü. Şimdi bu dağlar nasıl eritilecek? Kara kara düşünüyoruz.
Süt derken adresimiz bu defa Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)… Çünkü geçen ay sonunda TMO bir çırpıda 2 milyon 600 bin ton alım yaptı. Tamam, bu yıl rekoltede “rekor” kırmadık, 20.6 milyon ton buğday ile yola devam ediyoruz, stoklarla ilgili bir sorun da yok. O halde TMO niye bu kadar yüklü bir alım yaptı ki? Araştırdık. Meğer geçen yıl zamanında yapılmayan alım yüzünden çiftçi perişan olmuş. Geçen yıl yaşanan sıkıntıdan ders alan TMO da çiftçiyi zorda, darda bırakmamak için daha sezon başında alım yapmış.
Toprağı bol, suyu kıt, savaşın ve kaosun hiç bitmediği bu coğrafyada buğday hafife alınır mı? Bu yıl küresel buğday, mısır ve pirinç hasadı iyi. Pek çok ülkede yüzler gülüyor. Gelin görün ki, FAO’ nun süt, bitkisel yağ, şeker, et, hububat fiyat endekslerini analiz ettiğimizde, hububat hariç dört kalemde çok ciddi bir yükseliş dikkat çekiyor. Dört kalemde endeksler ağustosta son 15 ayın zirvesindeydi. O yüzden bu ay yayınlanacak eylül endekslerini yakından izleyeceğiz. Çünkü artan küresel fiyat, üreticinin işine yarar. Önemlidir. Türkiye’den yapılan ithalatın azalması anlamına gelir.
Peki, tarımda durum böyle de sanayi sektöründe hava nasıl? Gelin ekonomiye bütün olarak bakalım. Bir kere en son sözü başta söyleyelim. Aspirin ile ekonomi tedavi edilmez! Bu ülkenin kısa bir süre önce kaybettiğimiz rahmetli işadamı İshak Alaton’ un yaşlılık döneminde öncülük ettiği stent fabrikası, Akkök Holding’in ürettiği karbon elyafı gibi üretim yapan en az 70-80 şirkete ihtiyacı var. Birçok şeyi üretiyoruz ama yetmez.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Ekim sayısında …

Dikkat çekenler...