ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (ŞİÖ)’NÜN 25. YIL ZİRVESİ, KÜRESEL DENGELERDE YENİ BİR SAYFA AÇTI. ÇİN, RUSYA VE HİNDİSTAN LİDERLERİNİN AYNI SAHNEDE VERDİĞİ GÖRÜNTÜ, BATI MERKEZLİ DÜNYA DÜZENİNE YÖNELİK EN GÜÇLÜ MEYDAN OKUMALARDAN BİRİ OLARAK KAYDA GEÇTİ. 10 ÜYE ÜLKE VE ONLARCA ORTAĞIYLA AVRASYA’NIN EN GENİŞ SİYASİ VE EKONOMİK BLOKLARINDAN BİRİ HALİNE GELEN ŞİÖ, SADECE SINIR GÜVENLİĞİ YA DA TERÖRLE MÜCADELE DEĞİL; TİCARET, ENERJİ, FİNANS, TEKNOLOJİ VE KÜLTÜREL ETKİLEŞİM ALANLARINDA DA GİDEREK ETKİSİNİ ARTIRIYOR. TİANJİN ZİRVESİNDE AÇIKLANAN ŞİÖ KALKINMA BANKASI PLANI, YENİ KREDİ PAKETLERİ VE ORTA KORİDOR DEMİRYOLU PROJESİ ÖRGÜTÜN EKONOMİK AYAĞINI GÜÇLENDİRİRKEN, ULUSLARARASI KRİZLERDE ORTAYA KOYDUĞU SİYASİ TAVIR ÇOK KUTUPLU DÜNYA ARAYIŞININ NE KADAR CİDDİYET KAZANDIĞINI GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR. TÜRKİYE’NİN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DÜZEYİNDE TEMSİL EDİLMESİ İSE ANKARA’NIN BATI İLE DOĞU ARASINDA YÜRÜTTÜĞÜ DENGE DİPLOMASİSİNİN SOMUT BİR YANSIMASI OLARAK DİKKAT ÇEKİYOR.
KADRİYE N. TUNÇŞİPER
ŞİÖ’nün 25’inci zirvesi Çin’in liderliğinde çok kutuplu bir dünya düzeni arayışının güçlendiğini, Rusya ile yakınlaşmanın Batı’ya karşı alternatif bir blok oluşturduğunu ve Hindistan’ın katılımıyla bu tablonun küresel dengeler açısından daha da önemli hale geldiğini gösteriyor.
2001’de kurulan ve merkezi Pekin’de bulunan ŞİÖ bugün Avrasya’nın en etkili siyasi, askeri ve ekonomik platformlarından biri olarak görülüyor. Temelleri 1996’da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın sınır güvenliği amacıyla oluşturduğu Şanghay Beşlisi’ne dayanan örgüt, Özbekistan’ın katılımıyla genişledi ve ŞİÖ adını aldı.
Bugün Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, İran ve Orta Asya’nın dört ülkesi — Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan — örgütün asli üyeleri arasında yer alıyor. Ayrıca Afganistan, Belarus ve Moğolistan gözlemci; Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Azerbaycan ise “diyalog ortağı” statüsünde bulunuyor.
Bu geniş katılım, örgütü sadece bir bölgesel birlik olmaktan çıkarıp küresel dengelerde söz sahibi bir aktör haline getiriyor. Ayrıca BRICS+’ten farklı olarak ŞİÖ bölgesel güvenlik ve terörizm gibi konulara da odaklanıyor. Zamanla teşkilatın gündemi sınır güvenliğinin çok ötesine genişleyerek ekonomik işbirliği, kültürel değişim ve siyasi mesajların koordinasyonunu da kapsayacak şekilde genişledi.
Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu’na göre bugün gelinen noktada ŞİÖ, Varşova Paktı’nın iflasına rağmen hem Rusya hem de Çin’e karşı genişleyen NATO’nun ve İsrail’in, Büyük İsrail hedefine uygun olarak Orta Doğu’da uyguladığı BOP’a karşı başta olmak üzere Batılı ittifakların küresel etkisini sınırlamak hedefi ile hareket ediyor.
Askeri açıdan, örgüt dünyadaki en güçlü ordulardan bazılarını aynı çatı altında topluyor. Rusya ve Çin’in yanı sıra Hindistan ve Pakistan gibi nükleer güçler de ŞİÖ üyesi. Düzenli olarak yapılan “Barış Misyonu” tatbikatları, terörle mücadele ve sınır güvenliği konusunda üye ülkelerin ortak hareket kabiliyetini artırıyor. Bu yanıyla örgüt, NATO’ya doğrudan rakip olmasa da Avrasya’da alternatif bir güvenlik modeli sunuyor. Şeyhanlıoğlu’na göre de Batı’nın tehdit algısının artması, Büyük İsrail ve küresel enerji/yol hatlarının son çeyrek asırda artması üzerine beş üyeyle faaliyet başlayan örgüt yalnızca güvenlik odaklı bir yapılanma olmaktan çıkarak, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda da işbirliğini geliştiren çok yönlü bir örgüt haline geldi. Siyasi boyutta ise teşkilat, Batı’nın tek kutuplu dünya düzenine karşı çok kutupluluk vurgusuyla öne çıkıyor. Egemenliğe saygı, iç işlerine karışmama ve ortak güvenlik ilkeleri temelinde ilerleyen örgüt, Rusya ve Çin’in liderliğinde, Hindistan gibi büyük bir demokrasiyi de içinde barındırarak geniş bir temsil gücü kazanmış durumda.
Ekonomik güç açısından da tablo dikkat çekici. Üye ülkeleri, dünya nüfusunun yüzde 40’ını, kara yüzölçümünün ise yüzde 25’ini kapsıyor. Küresel GSYH’nin yaklaşık dörtte birini üreten bu blok, aynı zamanda Çin’in Kuşak-Yol Girişimi ile büyük ölçüde örtüşüyor. Orta Asya’nın zengin enerji kaynakları, ulaştırma ağları ve ticaret yolları, örgütü stratejik bir ekonomik merkez haline getiriyor.
2022’de açıklanan bir ticaret raporuna göre, ŞİÖ üye ülkeleri kuruluşlarının üzerinden geçen 20 yılda ticaret hacimlerini yaklaşık 100 kat artırdı. Aynı dönemde, küresel ticaretteki payları yüzde 5,4’ten yüzde 17,5’e çıkarak dünya ekonomisinde daha belirleyici bir aktör haline geldi. ŞİÖ’nün en büyük ülkesi olan Çin, ŞİÖ ülkeleriyle artan ticaret ve yatırım iş birliklerini genişletirken, ŞİÖ ülkeleriyle dış ticaret hacmi 2024 itibarıyla 890 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye yükselirken, ŞİÖ ülkelerindeki yatırım stoku 140 milyar doları aştı.
Mevcut makroekonomik göstergeler, ŞİÖ üyesi ülkelerin yalnızca ekonomilerinin ölçeğini değil, aynı zamanda geniş endüstriyel potansiyelini de gösteriyor. Örneğin, Rusya ve Çin, enerji, kimya, metalurji ve teknoloji gibi stratejik sektörlerde aktif bir şekilde iş birliği geliştirirken, enerji alanında da İran ile işbirlikleri yürütüyor.
ASYA’NIN YÜKSELİŞİ
Asya’nın en güçlü ülkelerinden bazılarını kapsayan 10 üyeli yapı, 20 yıl içinde istikrarlı bir şekilde büyürken, ticaret, güvenlik ve bölgesel gerilimlerde ABD’nin önderlik ettiği çizgiye karşı farklı bir seçenek sunan platform olarak görülüyor. Temmuz 2024’te ŞİÖ’nün dönem başkanlığını üstlenen Çin, bölgesel iş birliğini derinleştirmeyi, çok taraflılığı ilerletmeyi ve Avrasya ittifakının küresel yönetişimdeki rolünü güçlendirmeyi amaçlayan iddialı bir program başlattı. Tianjin Zirvesi’ne hazırlık olarak Çin, siyaset, güvenlik, ekonomi, enerji, eğitim ve inovasyon konularını kapsayan 100’den fazla ŞİÖ etkinliğine ev sahipliği yaptı.
Tianjin’de gerçekleştirilen ŞİÖ son zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, Rusya Başkanı Vladimir Putin ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin birlikte verdiği görüntü, Batı’nın liderliğindeki küresel düzeni sorgulama olarak nitelendirildi. Zirve ayrıca, örgütün kurulduğu günden bu yana düzenlenen en büyük buluşma oldu.
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Öğretim Üyesi Cengiz Buyar da Rusya ve Çin öncülüğünde BRICS’in bütün dünyada güçlü bir ekonomik network oluşturmaya çalışırken ŞİÖ ile de güçlü bir siyasi ittifak oluşturma yolunda ilerlediğini belirterek zirvenin ŞİÖ’nün 25 yıllık tarihindeki en büyük toplantı olduğunu ve sadece bu geniş katılımın bile ŞİÖ’nün artan etkisini ortaya koyması bakımından önemli bir gösterge kabul edilebileceğini ifade ediyor.
Zirvede Çin’in alternatif dünya düzeni vizyonunu öne çıkarması, Rusya ve Hindistan ile yakınlaşması açısından güçlü bir sembolik mesaj olarak değerlendirilirken, Çin Devlet Başkanı Şi hegemonizme karşı durulması gerektiğini vurgulayarak daha adil ve çok kutuplu bir dünya düzeni çağrısı yaptı. ABD Başkanı Trump ilk açıklamasında Hindistan ve Rusya’yı Çin’e kaptırdıkları yorumunda bulundu. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ise Çin ile Hindistan’ı Rusya’nın savaşını körükleyen ‘kötü aktörler’ olmakla suçladı.
ZİRVENİN ÖNEMİ NE?
ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi sonunda yayımlanan bildiride, ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırıları güçlü ifadelerle eleştirilirken, Gazze’de yaşanan soykırım insanlık trajedisi olarak tanımlandı. Metinde ayrıca, Ortadoğu’da kalıcı barışın sağlanabilmesinin, Filistin meselesinin adil bir şekilde çözüme kavuşturulmasına bağlı olduğu da vurgulandı.
Örgütün etkisini artırmak isteyen Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, bir ŞİÖ Kalkınma Bankası kurulacağını açıkladı ve örgüt üyelerine önümüzdeki üç yıl için 1,4 milyar dolarlık kredi desteği taahhüdünde bulundu. Zirvede kabul edilen Tianjin Deklarasyonu ise Çin’i Orta Asya ve Güney Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlayacak olan ve “Orta Koridor”un önemli bir halkasını oluşturan Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu projesine yeşil ışık yaktı.
Çin’in Tianjin’de askeri alandaki güç gösterisi ise ABD ve Rusya’nın süper güç statüsüne rakip olduğunu ortaya koyarken, bu gelişme Trump’ın Pentagon’u “Savaş Bakanlığı”na dönüştürme kararı ile birleşince, ABD’nin bu ittifakı bir tehdit olarak algıladığını göstermesi açısından önem kazandı.
Prof. Dr. Buyar’a göre Şi’nin zirvede Küresel Yönetişim Girişimi söylemini ilk kez dile getirmesi Çin’in küresel yönetimde daha etkili bir rol oynama isteğini ve çok kutupluluk talebini ortaya koyuyor.
“Bu zamana kadarki zirvelerde Rusya’nın güvenlik merkezli işbirliği perspektifinden öteye geçilemiyordu. Bu haliyle ŞİÖ sadece bir müzakere örgütü olmakla eleştiriliyordu. 25. Zirve’de Çin’in, Rusya’nın uluslararası arenada yaşadığı izolasyonu ve savaş halini fırsat bilerek örgütü küresel çapta daha faal ve somut çalışmalar yapacak şekilde dönüştürücü bir hazırlık yaptığı anlaşıldı” şeklinde konuşan Buyar, zirve sonunda imzalanan deklarasyondaki uzun vadeli ve küresel ölçekli projelerin de bu konudaki kararlılığı ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Ekim 2025 sayısında…
