İDLİB TRAJEDİSİNDE SOÇİ ÇÖZÜMÜ SURİYE’DE BAŞLANGICIN BAŞLANGICINDAYIZ

İdlib, Suriye’nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir kilit noktası ve Türkiye, Soçi mutabakatıyla İdlib’i, elinin güçlü olduğu Türkiye-Rusya pazarlığının bir parçası yapmayı başardı. Mutabakat sayesinde Moskova da Ankara ile ne kadar yakın çalıştığını, çalışabileceğini Batılılara, NATO’ya ve Washington’a göstermiş oldu. 

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney

Uzun bir süredir İdlib’in üzerinde kara bulutlar dolaşıyordu. Suriye’nin paylaşılma kavgası ABD ve Rusya arasında sürdüğünden, İran da ABD-İsrail karşısında direnme mevzii olarak Suriye’deki güçlerini gördüğünden, bu aktörler İdlib’in alınması üzerinden Şam-Tahran-Moskova üçlüsüne bir puan yazdırmaya çalışıyorlardı. Ancak, Astana üçlüsünün diğer ortağı Türkiye, İdlib’de terörizmle mücadele bahanesi arkasına sığınılarak sergilenen bu tiyatroya karşı çıkıyordu. Ankara’nın İdlib’de yaşanabilecek saldırı-katliam sarmalına karşı çıkması için geçerli ve eğer ‘uluslararası toplum’ diye bir şey varsa, uluslararası toplumun doğası ve ruhuna uygun pek çok sebebi vardı. Öncelikle, ortaya çıkacak insani dram ve olası mülteci akını Türkiye’den Avrupa’ya farklı riskler yaratacak, keza Suriye’de 3,5 milyon sivil jeopolitik bir oyunun kurbanı olacaktı. Ancak daha önemlisi, bugüne kadar ABD’nin direksiyonunda bir görünüp bir kaybolduğu Cenevre süreci karşısında konumlandırılan Astana süreci ruhu zarar görecek, İdlib’de sivil-terörist ayrımı yapılmadan muhalefetin boğulması Suriye’de YPG terörizmine yatırım yapanların yani ABD’nin ekmeğine yağ sürecekti.

TAHRAN ZİRVESİNDEN SONRA

Bu sebeplerin Tahran Zirvesi’nde hem İran hem Rusya’ya büyük bir kararlılıkla anlatıldığı, İdlib’e yönelik Rejim-İran saldırısında sivil/muhalif kıyımının önünü alabilmek için gereken tüm askeri ve sivil tedbirlerin Ankara tarafından alındığı bir noktadaydık. Bu nedenle, Tahran Zirvesi sonrası taraflar arası görüş ayrılıklarının abartılması haletiruhiyesine bu nedenle kapılmamak, Tahran’da tarafların hangi konularda yan yana durduğuna iyice bakmak önemliydi.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Ekim 2018 sayısında…

 

Dikkat çekenler...