ABD, TRUMP’IN İKİNCİ BAŞKANLIK DÖNEMİNDE TİCARET SAVAŞLARINI SADECE ÇİN’LE DEĞİL, TÜM DÜNYA İLE YÜRÜTME KARARI ALDI. NİSAN AYINDA AÇIKLANAN YENİ GÜMRÜK TARİFELERİ, KÜRESEL TİCARETİN TEMEL DİNAMİKLERİNİ ALTÜST EDERKEN; ÇİN’İN MİSİLLEMELERİ, WASHINGTON’UN ÜRETİMİ İÇERİYE KAYDIRMA VE NADİR TOPRAK ELEMENTLERİNDEKİ KIRILGANLIĞINI GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR. ARTAN KORUMACILIK EĞİLİMLERİ KÜRESELLEŞMENİN SONA ERDİĞİ TARTIŞMALARINA NEDEN OLURKEN, DÜNYA EKONOMİSİ YENİ BİR DENGE ARAYIŞINA SÜRÜKLENİYOR.
KADRİYE N. TUNÇSİPER
Trump, 2 Nisan’da kendi deyimiyle “Kurtuluş Günü”nde; dünyadaki her ülke için ayrı ayrı hesaplanan, karşılıklı olarak nitelendirdiği, yüzde 10 ila 50 arasında değişen tarifeleri duyurdu. İkili ticaret açıklarını bitirmek amacıyla hazırlandığı açıklanan liste ile Trump, gümrük tarifelerini ticaret politikasının merkezine yerleştirirken tüm ülkelerden ithal edilen neredeyse tüm ürünlere kapsamlı tarifeler duyurdu. Kanada ve Meksika’ya uyguladığı tarifelerdeki gibi 90 günlük bir erteleme de duyuran Trump, ilk aşamada ülkelere pazarlığa açık olduğu mesajını da vermiş oldu.
TRUMP DÜNYAYI VERGİYE BOĞDU
Adaylık sürecinde gümrük tarifelerini kampanyasının merkezine yerleştiren ve müttefiklerini kendilerini sömürmekle suçlayan Trump, göreve gelir gelmez Meksika ve Kanada’dan gelen tüm ürünlere yüzde 25, Çin’den gelen ürünlere ise yüzde 10 gümrük vergisi getiren kararı imzaladı. Kanada’dan ithal edilen enerji ürünleri için yüzde 10’luk özel bir tarifeyi de duyuran Trump, aynı ay çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 vergi getiren kararı da onayladı. ABD yurtdışından gelen otomobillere yüzde 25 vergi uygulanacağını da duyururken, düzenlemeler ile hazineye yıllık 600 milyar dolar katkı sağlanacağını belirtti.
Daha agresif bir hamle ile Kurtuluş Günü olarak nitelendirdiği 2 Nisan’da tüm ithal ürünlere yüzde 10 oranında genel bir gümrük vergisi uygulayacağını ve 57 ticaret ortağına yönelik daha yüksek oranlı tarifeleri devreye alacağını açıklayan Trump, Çin’in misilleme yanıtı ile bu ülkeye yönelik bazı ürünlerdeki vergileri yüzde 104’e kadar yükseltti. Pekin yönetimi ise ABD ürünlerine yüzde 84 oranında ek vergi getirerek, bazı ABD’li şirketleri kara listeye aldı.
Çin’in hamlesi ardından Beyaz Saray’dan yapılan yeni açıklama ile Çin ithalatına uygulanacak gümrük vergisi oranı yüzde 125’e çıkarılırken, diğer ülkelere uygulanacak gümrük vergileri için 90 günlük erteleme kabul edildi. Trump ise son yaptığı açıklama ile ülkelerle müzakerelere açık olacağını, vergilere misilleme yapmayan ülkelere Temmuz’a kadar yüzde 10’luk verginin geçerli olacağını, ancak Çin’e yönelik gümrük vergisi oranını yüzde 145’e yükselttiklerini söyledi. Böylece Beyaz Saray’ın da açıkladığı gibi Çin’den ithal edilen bazı ürünlere uygulanacak gümrük vergileri, önceki tarifelerle beraber yüzde 245’e ulaştı.
ÖZEL FORMÜLLE HESAPLANDI
Trump açıkladığı kararların ardından piyasalardaki çöküşün de etkisiyle Çin’e yönelik vergilerden akıllı telefonları, bilgisayarları, çipleri ve diğer elektronik ürünleri muaf tutulacağı bilgisini kamuoyuyla paylaştı.
Trump’ın tarife savaşlarının en şiddetli gününde açıkladığı gümrük vergileri ise özel bir formüle göre hesaplandı. Buna göre ABD’nin her ülkeye uygulayacağı vergi oranı için ABD’nin bu ülkeyle olan ticaret açığı, o ülkeden yapılan toplam mal ithalatına bölündükten sonra sonucun ikiye bölünmesi ile elde edildi.
ABD Ticaret Temsilciliği de tarife oranlarının nasıl hesaplandığı ile ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Karşılıklı gümrük tarifeleri, ABD ile her bir ticaret ortağı arasındaki ikili ticaret açıklarını dengeleyecek tarife oranları esas alınarak hesaplanır. Bu hesaplama kalıcı ticaret açıklarının ticaretin dengelenmesini engelleyen tarife ve tarife dışı unsurların birleşiminden kaynaklandığı varsayımına dayanır. Gümrük tarifeleri, ithalatı doğrudan azaltarak işlerlik kazanır.”
ÇİN GERİ ADIM ATMIYOR
Çin Trump’ın yüzde 104’lük gümrük vergisine önce ABD’ye yönelik tarifeyi yüzde 34’ten yüzde 84’e çıkararak, ayrıca 50 milyar dolarlık hazine tahvili satarak yanıt verdi. Son olarak ABD’nin vergileri yüzde 145’e çıkarması karşısında Pekin yönetimi vergileri yüzde 125’e yükseltti ve Trump’ın daha ileri hamlelerine yanıt verilmeyeceğini duyurdu.
ABD’nin artan tarifelerine daha fazla yanıt vermeyeceğini duyuran Çin’in bu süreçte yaptığı en önemli hamle ise nadir element ihracını yasaklaması oldu. Elektrikli araçlar, temiz enerji ve bilgisayarların en önemli bileşeni olan bu elementlerin madenciliği ve işlenmesinde Çin’in önemli bir hakimiyeti bulunuyor. İhracat kesintisinin 2 aydan fazla sürmesi halinde mevcut stokların tükeneceği varsayılırken, böyle bir durum dünyayı yeni bir çip krizine sürükleyebilir.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun 2024 verileri, Çin’in nadir toprak elementleri piyasasındaki sarsılmaz liderliğini gözler önüne seriyor. Çin, dünya genelindeki nadir element üretiminin yaklaşık yüzde 69’unu tek başına gerçekleştirirken, 90 milyon tonluk küresel rezervin neredeyse yarısını elinde bulunduruyor. Listede Çin’i, sırasıyla 21 milyon tonla Brezilya, 6,9 milyon tonla Hindistan, 5,7 milyon tonla Avustralya, 3,8 milyon tonla Rusya ve 3,5 milyon tonluk rezerviyle Vietnam takip ediyor. Ancak bu ülkeler, Çin’in hakimiyetini sarsmaya henüz çok uzak. Daha da çarpıcısı Çin, küresel ölçekte nadir toprak elementlerinin işlenmesinde yüzde 90’lık bir kapasiteye sahip. Başta temiz enerji ve yüksek teknoloji olmak üzere pek çok stratejik sektör, bu nedenle Pekin’e ciddi ölçüde bağımlı durumda.
KİMİN NE KOZU VAR?
Trump’ın ikinci iktidarı sonrasında dış ticaret açıklarını bitirmek ve üretimi yeniden ABD’ye döndürmek amacıyla başlattığı ticaret savaşları küresel ticaret sistemini de tehdit ediyor. İkinci Dünya Savaşı ardından yine ABD öncülüğünde başlatılan kurala dayalı küresel düzene yönelik bu hamle ise hem ABD hem de küresel ekonomiye zarar verecek bir değişimin başladığını gösteriyor. Müzakerelerin sonuç vermemesi halinde hem Çin hem ABD tedarik zincirlerinde değişime gitmek zorunda kalacak.
ABD’nin 1995-2025 arası dönemde ticaret açıklarının GSYİH’sinin yüzde 3 ila 4’ü arasında olduğu gösteren araştırmaların olduğunu ve kamu borçlarının da çok yüksek seviyede olduğunu söyleyen İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sibel Karabel’e göre ABD’nin bu hamlesinin ardında kâr elde etmek istemesi de yatıyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Mayıs 2025 sayısında…