AFRİKA BOYNUZU’NUN YENİ OYUN KURUCUSU

KIZILDENİZ’İN AFRİKA HAVZASI YA DA DAHA DAR KAPSAMLI TANIMLAMA İLE AFRİKA BOYNUZU, SON YILLARDA ULUSLARARASI GÜNDEMDE ÇOK DAHA FAZLA YER ALMAYA BAŞLADI. BÖLGESEL ÇATIŞMALAR, KORSANLIK VE HUSİ SALDIRILARI NEDENİYLE DENİZ GÜVENLİĞİNE YÖNELİK TEHDİTLERİN YANI SIRA BÖLGENİN STRATEJİK ÖNEMİ, AFRİKA BOYNUZU’NU BÜYÜK GÜÇLERİN MÜCADELE ALANI HALİNE GETİRİYOR. TÜRKİYE İSE GEREK ENERJİ GÜVENLİĞİ, GEREKSE TİCARET VE SAVUNMA İŞBİRLİKLERİ İLE KIZILDENİZ HAVZASINDA YENİ OYUN KURUCU ÜLKELERDEN BİRİ HALİNE GELDİ.

KADRİYE N. TUNÇSİPER

Türkiye 2000’lerin başından itibaren dış ticaretini çeşitlendirme ve çok taraflı dış politika stratejisi gereği Afrika ülkelerine özel bir önem veriyor. Afrika ile toplam ticaret, 2003’te 5,4 milyar dolardan 2022’de 40,7 milyar dolara çıkarken, Türkiye’nin altyapı, eğitim ve sağlık hizmetlerine odaklanan Afrika’daki toplam yatırımları 6 milyar doları aştı.

Üç kıtayı birleştiren bir konumda bulunan Afrika Boynuzu, kıtanın Doğu ucunda bulunan Eritre, Cibuti, Somali ve Etiyopya’yı kapsayan bölgeyi tanımlamak için kullanılıyor. Mısır, Sudan, Güney Sudan ve Kenya da bölgeye yakın konumu ile zaman zaman Afrika Boynuzu içerisinde değerlendirilebiliyor. Zengin doğal kaynakları ve enerji rezervlerine sahip bölge, aynı zamanda Kızıldeniz’e kıyı olması ile stratejik bir öneme sahip. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Orhan Karaoğlu, bölgenin son yıllarda iç savaşlar, etnik çatışmalar, açlık ve kuraklık gibi sorunlarla gündemde kaldığını, ancak deniz yolları açısından çok önemli bir noktada bulunması itibarıyla dünya ticareti için jeopolitik olarak büyük bir stratejik değer taşıdığını belirtiyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Huriye Yıldırım Çinar ise bölgenin enerji kaynakları ve deniz ticareti üzerindeki kritik rolüyle küresel enerji güvenliğinin merkezinde bulunduğunu ifade ediyor.

“Bölge hem enerji kaynaklarının çıkarılması hem de tüketim pazarlarına ulaştırılmasında stratejik bir konuma sahip. Küresele entegre enerji hatları ve deniz ticaret yolları Afrika Boynuzu’nu büyük güçler ve enerji ithalatçısı ülkeler için çekim merkezi haline getiriyor” şeklinde konuşan Çinar, dünyanın en işlek deniz ticareti yolları üzerinde bulunması dolayısıyla bölgenin enerji güvenliği açısından da önemli olduğunu söylüyor. Bölgede bulunan Bab’ül Mendep Boğazı’ndan her gün 6 milyon varilden fazla petrolün geçtiğini hatırlatan Çinar, herhangi bir nedenle boğazlardan geçişin kapanması halinde rotanın iki kat uzayacağını ve bu durumun da nakliye maliyetlerini artıracağını belirtiyor.

Türkiye, son 10 yıldır özellikle Afrika açılımının bir parçası olarak Afrika Boynuzu’nda aktif bir siyaset izliyor. Afrika Boynuzu’nda hem uluslararası hem de bölgesel güçler ile mücadele eden Türkiye’nin stratejisi insani yardımdan askeri işbirliğine uzanan çok boyutlu yaklaşımı yansıtıyor.

2024 DÖNÜM NOKTASI OLDU

Türkiye geçtiğimiz yıl, Kızıldeniz’in Afrika yakası ülkeleri ile olan ilişkilerinde yeni bir dönem başlattı. Arap Yarımadası ve Afrika kıtası arasında Kızıldeniz Havzası’nda yer alan ülkelerle tarihsel ve kültürel bağların da etkisi ile ilişkilerini güçlendiren Türkiye, barışçıl ve yapıcı yaklaşımıyla uluslararası arenada etkin ve güvenilir bir arabulucu olduğunu bir kez daha gösterdi.

Türkiye, Somali ve Etiyopya ile uzun süredir devam eden güçlü diplomatik ilişkileri ve taraflar arasında güven inşa etmesi sayesinde, bu iki ülke arasındaki barış sürecinde doğal bir arabulucu olarak öne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin ev sahipliğinde üç tur gerçekleşen müzakerelerin ardından Somali’nin egemenlik haklarını koruyarak Etiyopya’ya deniz erişimi sağlayan tarihi bir anlaşma yapıldı ve bu uzlaşma, iki ülkenin toprak bütünlüğünü teyit ederken, askeri çatışma riskini azaltmayı hedefledi. Türkiye’nin bölgedeki tarafsız arabuluculuğu, uluslararası kamuoyunda hem güvenlik hem ekonomik hem de insani yardım alanlarında artan etkisini pekiştiren bir gelişme olarak değerlendirildi. Türkiye, Etiyopya-Somali anlaşmazlığında başarılı arabuluculuğu sayesinde, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi oyuncuların tarihsel olarak egemen olduğu bölgede kendini kilit bir güç olarak konumlandırdı. Türkiye’nin başarılı arabuluculuk rolü, iç savaşla boğuşan Sudan’da da umutları yeniden yeşertti. Ocak ayı başında Sudan Genelkurmayı ülkedeki çatışmaları bitirmek için Türkiye’nin arabuluculuk teklifini kabul ettiğini açıkladı.

Türkiye, 2024’te Kızıldeniz’in Afrika havzasındaki bölgesel güç Mısır ile de yeni bir dönem başlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’a yaptığı ziyaret ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Türkiye’ye iade-i ziyareti, ilişkilerin normalleşmesinde önemli adımlar olarak kaydedildi. İki ülkenin gerçekleştirdiği diplomatik görüşmelerde ticaret ve bölgesel güvenlik alanında iş birliğinin yanı sıra Doğu Akdeniz’deki gerilimlerin azaltılması ve enerji iş birlikleri öne çıkarıldı.

TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ STRATEJİK ORTAĞI SOMALİ

Stratejik açıdan kritik su yolları olan Kızıldeniz, Bab’ül Mendep Boğazı ve Hint Okyanusu’nun kesişiminde yer alan ve barındırdığı limanlarla küresel ölçekte özel bir konuma sahip Somali, Afrika Boynuzu’nda Türkiye’nin en önemli ortağı kabul ediliyor.

Türkiye’nin Afrika açılımında sembol ülke olan Somali ile ilişkiler Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’de büyük kıtlık sırasında Somali’yi ziyaret etmesiyle başladı. Somali’yi 20 yıl sonra ziyaret eden ilk Afrika dışından devlet başkanı olan Erdoğan, kendini küresel toplum tarafından unutulmuş hisseden Somali halkı tarafından coşkuyla karşılanırken, Türkiye 10 yıl içerisinde Somali’ye 1 milyar dolar yardım sağladı.

Afrika’nın en uzun sahiline sahip Somali ile ilişkilerini güçlendiren Türkiye, bu ülkede kendi toprakları dışındaki en büyük askeri üsse sahip. 2017’de tamamlanan askeri üssün ardından Somali ordusunun eğitimine destek olan Türkiye, uydu fırlatma üssü kurulması için de Somali hükümeti ile anlaşmaya vardı. Ayrıca 8 Şubat 2024’te Somali ve Türkiye arasında imzalanan denizcilik anlaşmasıyla Türkiye’nin 10 yıl boyunca Somali sularında deniz güvenliğini desteklemesi kabul edildi. Anlaşma, Türkiye’ye Somali karasularını koruma karşılığında deniz kaynaklarının gelişimine katkıda bulunma hakkı verirken, yine geçtiğimiz Ekim ayında Oruç Reis araştırma gemisi, Somali açıklarında petrol ve doğalgaz arama çalışmaları için görevlendirildi.

Devamı Z Raporu Dergisi Mart 2025 sayısında…

Dikkat çekenler...