KÜRESELLEŞMENİN SONU
Ekonomi ve iş dünyasının nabzını tutan Z Raporu, Mayıs 2025 sayısıyla raflardaki yerini aldı. Bu sayıda, ‘Küreselleşmeye Veda’ başlıklı kapak dosyasında ticaret savaşlarının hem dünya hem de Türkiye için etkileri masaya yatırılıyor.
ABD, Başkan Donald Trump’ın ikinci döneminde yalnızca Çin’e değil, tüm dünyaya karşı ticaret savaşlarını genişletme kararı aldı. Nisan ayında açıklanan yeni gümrük tarifeleri, küresel ticaretin temel dengelerini sarsarak, tedarik zincirlerinde ciddi kırılmalara yol açtı. Özellikle Çin’in uyguladığı misillemeler, Washington’un üretimi iç pazara yönlendirme stratejisinin sınırlarını ve ABD’nin nadir toprak elementlerine olan bağımlılığını açıkça ortaya koydu. Artan korumacılık politikaları, küreselleşmenin sonuna mı gelindi sorularını yeniden gündeme taşırken, dünya ekonomisi büyük bir belirsizlik ve yeni denge arayışı içerisine sürüklendi. ABD’nin attığı adımlar, sadece ticaret savaşlarını değil, küresel ekonomik işbirliği mekanizmalarını da kökten etkileyebilir. Yeni dönemde ülkeler arası rekabetin daha da sertleşmesi ve bölgesel blokların güçlenmesi bekleniyor. Dünya ekonomisi, kuralları yeniden yazılacak bir sürecin eşiğinde.
GÜÇ MERKEZİNİN DEĞİŞEN COĞRAFYASI
Uluslararası sistemi 300 yıldır belirleyen Avrupa merkezli jeopolitik okuma geride kalıyor. ABD Başkanı Donald Trump, uyguladığı politikalarla dünyayı hızlı bir doğuma zorluyor. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem yıkılırken, Asya merkezli yeni bir jeopolitik gerçeklik her geçen gün kendini dünyaya dayatıyor.
TÜRKİYE İÇİN TARİFE FIRSATI
ABD’nin Çin’e uyguladığı yüzde 145’lik gümrük tarifesi, küresel tedarik zincirlerinde ezberleri bozarken Türkiye için stratejik bir fırsat doğuruyor. Düşük vergi oranı, üretim kabiliyeti, tasarım gücü ve lojistik avantajıyla Türkiye, alternatif tedarikçi olma yolunda önemli bir avantaja sahip.Yeni sipariş ihtimalleri, artan rekabet gücü ve stratejik vergi avantajı sayesinde Türkiye, küresel tedarik zincirindeki konumunu güçlendirme ve ABD pazarıyla ilişkilerini derinleştirme şansı yakalıyor.
YAPAY ZEKÂ ÇAĞINDA GÜCÜN YENİ TANIMI: VERİ
Veri, artık sadece dijital bir varlık değil; finansal sistemlerden tüketici davranışlarına, kamu politikalarından uluslararası rekabete kadar birçok alanda oyunun kurallarını belirliyor. Yapay zekânın işleyebilmesi için gerekli olan devasa veri havuzları, enerji ve su gibi fiziksel kaynaklara bağımlı hale gelirken; Türkiye ise genç nüfusu, yenilenebilir enerji potansiyeli ve jeostratejik konumuyla bu yeni çağda veriyi üreten değil, veriyi yöneten bölgesel bir dijital güç olma fırsatına sahip.
EKONOMİYİ DAHA İYİ OKUMAK İÇİN
Z Raporu’nda Mayıs sayısı farklı dosya konuları ile de dopdolu. ‘Avrupa Birliği kritik dönemeçte’ başlıklı analizde Avrupa Birliği’nin rekabette geri kalması karşısında geliştirdiği politikalar ele alınırken, Rekabete Şeffaflık ve Güvenlik Yönetmeliği çerçevesinde e ticarette yeni dönem başlıklı dosyada yeni mevzuatın etkileri inceleniyor. Pazarlama Dünyası köşesinde Esad Sivri ‘What is the Matrix?’ başlıklı değerlendirmesinde pazarlamada sosyal medya kullanımının önemini işlerken, Levent Yılmaz, “Sıkılaştırma, reel sektörün sancıları ve Türkiye’de bankacılık” başlıklı analizinde ekonomi politikalarının makro ekonomik veriler üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Bir ülke köşesinde Azerbaycan ekonomisi ve Azerbaycan ile ekonomik ilişkiler değerlendirilirken, Vergi Rehberi köşesinde ise Hakkı Sayan, vergi denetimi konusunu işliyor.
Z RAPORU YAZARLARI EKONOMİK VE SİYASİ GELİŞMELERİ YORUMLUYOR
Z Raporu’nun yazar kadrosu da ekonomi gündemine dair görüşlerini Z Raporu okuyucuları için kaleme almayı sürdürüyor. Semra Karabaş, Ali Saydam, İbrahim Acar, Prof. Dr. Kadir Tuna, Obiyatulla I. Bacha, Dr. Mehmet Akif Soysal ve Prof. Dr. Metin Toprak gündemdeki son gelişmeleri değerlendirirken; Mustafa Özel, İz Bırakanlar köşesinde ‘Marka ismi felsefesi’ konusunu ele aldı. Analist Cüneyt Paksoy da her ay olduğu gibi piyasadaki son gelişmeleri yorumladı.